Cash Patrol. İsmini duyunca önce dedim ki, “Polisiye mi bu?” Ama sonra bi’ baktım, bu polislik başka. Para devriyesi bu. Kaçak döviz değil, çatır çatır kazanç kovalıyorsun.
Oyunu açtım, arka fon resmen GTA havasında. Kırmızı-mavi ışıklar, cop, telsiz… Ama senin elinde spin tuşu. Her basışta suç mahalline yaklaşır gibi bir hissiyat. Semboller arasında polis arabası, kelepçe, para çantası… Hele o yakalama rozeti, işin özeti.
Cash Patrol’un olay yeri Slotter’da çok daha temiz. Tıkla, yükle, başla. Görüntü akıyor, sesler tok. Ne kasma ne aksaklık. Resmen devriyeye çıkmışsın gibi bir atmosfer.
Bonus turu geldi mi, orası ayrı şenlik. Oyun bir anda vites atlıyor. Özellikle “Money Collect” özelliği var ya, adamı vezir de eder. Ekrana saçılmış para sembollerini toparlıyorsun. Polis arabası bir geçti mi, hepsini cebine atıyorsun. Gerçek bir kovalamaca ama sonunda mükâfat var.
Slotter, bu kovalamacayı aksatmadan yaşatıyor. Sen sadece dikkatini topla, paranın izini sür. Gerisini sistem hallediyor.
Denk getirme işi değil bu oyun. Hani derler ya, “kafayı çalıştıran kazanır” diye. Aynen öyle. Hangi sembol ne zaman gelir, neyle eşleşirse bonus patlar… biraz dikkat, biraz zaman gerekiyor zamanı gelince sende bunları yaşayacaksın.
Ama öyle bir an geliyor ki, ekran birden para sembolüyle doluyor. Gözlerin büyüyor, kalp hızlanıyor. Polis arabası giriyor sahneye, hepsini topluyor. O an resmen “kaçan parayı yakaladım” diyorsun.
Slotter’da bu his daha da canlı. Çünkü her şey net, hızlı ve gerçekçi. O yüzden sadece oyun değil, yaşanmışlık gibi geliyor.
Cash Patrol seni hem güldürüyor hem kazandırıyor. Bir oyundan daha ne beklenir ki? Polisiye heyecanı, slot keyfiyle birleştirip sunmuşlar.
Oyunu kapatınca bile içinden geçen şu oluyor: “Bugün kaçan bir şey kalmadı, hepsini yakaladım.”
Slotter bu deneyimi sana birebir yaşatıyor. Hem macera hem kazanç peşindeysen, Cash Patrol doğru adres. Ve unutma, bazen en büyük ganimetler, en renkli kovalamacaların sonunda gelir.
Yine bir gece... canım sıkılmış. Kafam allak bullak. “Bir şey açayım da takılayım,” dedim. Açtım…
Bir gün kafan atar, derin bir nefes alırsın ve “Yahu biraz kafamı dağıtayım” dersin. Elin…
Şimdi diyeceksin ki, "Kralın sırrı da neymiş kardeşim?" İşte ben de tam o yüzden girdim…
Şeker mi şeker, sulu mu sulu bir oyun var elimizde dostum. Adı üstünde: Juicy Fruits.…
Şimdi şöyle bir düşün... çöl tozlu bir kasaba, elinde viskisiyle bir adam barın kapısını açıyor.…
Antik Mısır deyince aklına ne geliyor? Piramit mi? Firavun mu? Bırak şimdi onları. Asıl mesele…